En son konular
Giriş yap
YARARLI LINKLER
www.hpv.sitesi.ws www.stres112.com www.barsak.orgKimler hatta?
Toplam 4 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 4 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 213 kişi Ptsi 31 Tem. - 4:15 tarihinde online oldu.
AIDS Fobisi
HIV&AIDS :: forumlar :: soru cevap
1 sayfadaki 1 sayfası
AIDS Fobisi
Fobi nedir, aids fobisi nasıl oluşur? Fobiyi, en genel tanımı ile bir nesne ya da durumdan çok korkma ve kaçınma olarak verebiliriz. Kişi bazen çok zararlı, öldürücü aletlerden korkmazken, sokakta gördüğü bir köpekten korku duyabilir ve bu köpeğe karşı kaçınma davranışı gerçekleştirebilir.
Yaygın olan fobiler yükseklik, uçakla seyahat etme, yutma boğulma, enjeksiyon (kan görme), örümcek, yılan, köpek, gök gürültüsü, asansör, açık alana çıkma, doktor, hasta olacağına dair fobi ve toplu taşıma araçları gibi nesneler ya da eylemlerdir. Kişi korku oluşlaboratuvar nesne ya da durumla karşılaştığında aşırı endişe, kalp çarpıntısında hızlanma, ellerin terlemesi, nefes alıp verişinde sıklaşma gibi belirtiler gösterebilir. Kişi bu korkularının anlamsız olduğunu bilir (çocuklar hariç); fakat engelleyemez. Kişi korktuğu nesneden uzak olduğunda rahattır, ancak nesne ile karşılaştığında ya da karşılaşma beklentisi olan yerlerde aşırı kaygı ve panik duygularını kontrol edemez. Bu tepkiler kişinin korkulan nesneden kaçınmasını sağlar ve bu kaçınmalar kişinin günlük hayatını etkileyecek duruma gelebilir. Örneğin açık alan fobisi olan bir kişi, dışarıya hiç çıkmayıp, günlük hayatının gidişatını oldukça büyük bir oranda olumsuz bir şekilde etkileyebilir. Fobiler toplumda en sık görülen rahatsızlıklardan biri olup, görülme oranı %10’ dur. Kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha fazla görülür.
Toplumda çok sık görülmeyen fakat son zamanlarda duymaya aşikar olduğumuz bir fobi daha var ki o da aids fobisi. Herhangi bir şekilde aids bulaşma şüphesi olan durumlarla temas eden kişilerde görülen aids fobisi bunu yaşayan kişilerin hayatını bir hayli zorlaştırıyor.
Bunu yaşayan kişilerin aklında hep aynı vesveseli düşünce olur ‘Acaba ben aids miyim’, ‘şüpheli ilişkiden sonra aids olmuş muyumdur?’ ‘eğer aids hastası isem ne yapacağım?’ Bu kişilerin test sonuçları negatif çıksa bile, zihinlerini meşgul eden bu sorulardan kurtulamamaktadırlar. Zihne istenmeden gelen kişiye rahatsızlık veren sürekli tekrarlayan düşüncelere obsesyon denir. Obsesyonlar kişinin hayatında zorlayıcı olabilir. Zihne sürekli gelen aids miyim değil miyim düşüncesi de,bunu yaşayan kişinin hayatında kısıtlamalara sebep olmaktadır.
Bu düşünceleri yaşamanın birçok sebebi vardır, bunlardan birisi genetik yatkınlık olabilir. Diğer bir sebep ise çocukluk dönemine kadar uzanan bir problem olabilmektedir. Bu sorunun temeline indiğimizde aşırı koruyucu anne, aşırı disiplinli baba, yahut çocukluk döneminde yaşanmış bir takım travmalar görebilmekteyiz. Psikoterapi süreci, bu tip travmaların çözülmesi için yeterli olmaktadır; fakat kişinin zihninde aids ile ilgili düşünceler çok sık geliyor ve aşırı sıkıntı veriyorsa ilaç desteği psikoterapi ile birlikte önerilebilir.
Fobilerin kaynağı çok çeşitlidir, öğrenme ile olan fobilerin çözülmesi görece olarak daha kolaydır. Fakat temeli çocukluk döneminden olan bir fobinin düzelmesi için kişinin terapi sürecinden geçmesi gerekir. Burada asıl problem başka bir nesne ya da durumun yerine geçerek simgeselleşmiştir. Temelde korkulan başka bir şeydir, bilinç dışımız korkuyu simgeselleştirmek adına bazı semboller bulmaktadır, AIDS de bu sembollerden biri olabilir.
Olumsuz bir yaşam deneyiminin ardından başlayan fobiler yüzleştirme, sistematik duyarsızlaştırma gibi bilişsel yöntemlerle tedavi edilebilir. Yüzleştirme korkulan nesne ya da durumla kişiyi aşamalı olarak karşı karşıya getirmektir. Sistematik duyarsızlaştırma ise, kişinin bu uyaranla karşılaşma derecesini tahammül edebileceği düzeyde çoğaltmaktır. Örneğin köpek fobisi olan bir kişi önce köpek resmi ile yüzleştirilirken, terapinin ilerleyen aşamalarında köpekle karşı karşıya getirilebilir.
Eğer fobi, korkulan başka bir nesne ya da kişinin yerine geçmişse, yani farklı bir psikolojik alt yapısı varsa, psikoterapi biraz daha uzun sürmektedir. Fobinin kaynağını anlamanın yolu, tabii ki kişinin yaşam öyküsünün profesyonel bir ruh sağlığı uzmanı ya da psikolog tarafından dinlenilmesi ile olur. Psikoterapi bu alanda uzmanlaşmış bir psikolog tarafından yürütülmeli ve danışan konu ile ilgili ayrıntılı olarak bilgilendirilmelidir.
Psk. Berna Görgülü
Yaygın olan fobiler yükseklik, uçakla seyahat etme, yutma boğulma, enjeksiyon (kan görme), örümcek, yılan, köpek, gök gürültüsü, asansör, açık alana çıkma, doktor, hasta olacağına dair fobi ve toplu taşıma araçları gibi nesneler ya da eylemlerdir. Kişi korku oluşlaboratuvar nesne ya da durumla karşılaştığında aşırı endişe, kalp çarpıntısında hızlanma, ellerin terlemesi, nefes alıp verişinde sıklaşma gibi belirtiler gösterebilir. Kişi bu korkularının anlamsız olduğunu bilir (çocuklar hariç); fakat engelleyemez. Kişi korktuğu nesneden uzak olduğunda rahattır, ancak nesne ile karşılaştığında ya da karşılaşma beklentisi olan yerlerde aşırı kaygı ve panik duygularını kontrol edemez. Bu tepkiler kişinin korkulan nesneden kaçınmasını sağlar ve bu kaçınmalar kişinin günlük hayatını etkileyecek duruma gelebilir. Örneğin açık alan fobisi olan bir kişi, dışarıya hiç çıkmayıp, günlük hayatının gidişatını oldukça büyük bir oranda olumsuz bir şekilde etkileyebilir. Fobiler toplumda en sık görülen rahatsızlıklardan biri olup, görülme oranı %10’ dur. Kadınlarda erkeklere oranla 2 kat daha fazla görülür.
Toplumda çok sık görülmeyen fakat son zamanlarda duymaya aşikar olduğumuz bir fobi daha var ki o da aids fobisi. Herhangi bir şekilde aids bulaşma şüphesi olan durumlarla temas eden kişilerde görülen aids fobisi bunu yaşayan kişilerin hayatını bir hayli zorlaştırıyor.
Bunu yaşayan kişilerin aklında hep aynı vesveseli düşünce olur ‘Acaba ben aids miyim’, ‘şüpheli ilişkiden sonra aids olmuş muyumdur?’ ‘eğer aids hastası isem ne yapacağım?’ Bu kişilerin test sonuçları negatif çıksa bile, zihinlerini meşgul eden bu sorulardan kurtulamamaktadırlar. Zihne istenmeden gelen kişiye rahatsızlık veren sürekli tekrarlayan düşüncelere obsesyon denir. Obsesyonlar kişinin hayatında zorlayıcı olabilir. Zihne sürekli gelen aids miyim değil miyim düşüncesi de,bunu yaşayan kişinin hayatında kısıtlamalara sebep olmaktadır.
Bu düşünceleri yaşamanın birçok sebebi vardır, bunlardan birisi genetik yatkınlık olabilir. Diğer bir sebep ise çocukluk dönemine kadar uzanan bir problem olabilmektedir. Bu sorunun temeline indiğimizde aşırı koruyucu anne, aşırı disiplinli baba, yahut çocukluk döneminde yaşanmış bir takım travmalar görebilmekteyiz. Psikoterapi süreci, bu tip travmaların çözülmesi için yeterli olmaktadır; fakat kişinin zihninde aids ile ilgili düşünceler çok sık geliyor ve aşırı sıkıntı veriyorsa ilaç desteği psikoterapi ile birlikte önerilebilir.
Fobilerin kaynağı çok çeşitlidir, öğrenme ile olan fobilerin çözülmesi görece olarak daha kolaydır. Fakat temeli çocukluk döneminden olan bir fobinin düzelmesi için kişinin terapi sürecinden geçmesi gerekir. Burada asıl problem başka bir nesne ya da durumun yerine geçerek simgeselleşmiştir. Temelde korkulan başka bir şeydir, bilinç dışımız korkuyu simgeselleştirmek adına bazı semboller bulmaktadır, AIDS de bu sembollerden biri olabilir.
Olumsuz bir yaşam deneyiminin ardından başlayan fobiler yüzleştirme, sistematik duyarsızlaştırma gibi bilişsel yöntemlerle tedavi edilebilir. Yüzleştirme korkulan nesne ya da durumla kişiyi aşamalı olarak karşı karşıya getirmektir. Sistematik duyarsızlaştırma ise, kişinin bu uyaranla karşılaşma derecesini tahammül edebileceği düzeyde çoğaltmaktır. Örneğin köpek fobisi olan bir kişi önce köpek resmi ile yüzleştirilirken, terapinin ilerleyen aşamalarında köpekle karşı karşıya getirilebilir.
Eğer fobi, korkulan başka bir nesne ya da kişinin yerine geçmişse, yani farklı bir psikolojik alt yapısı varsa, psikoterapi biraz daha uzun sürmektedir. Fobinin kaynağını anlamanın yolu, tabii ki kişinin yaşam öyküsünün profesyonel bir ruh sağlığı uzmanı ya da psikolog tarafından dinlenilmesi ile olur. Psikoterapi bu alanda uzmanlaşmış bir psikolog tarafından yürütülmeli ve danışan konu ile ilgili ayrıntılı olarak bilgilendirilmelidir.
Psk. Berna Görgülü
mehmet123- MÜPTELA
- Mesaj Sayısı : 166
Kayıt tarihi : 10/02/16
Similar topics
» Hiv Fobisi ve Belirtiler
» Hiv korkusu, hastane fobisi ve yüzleşmek
» Hiv Fobisi ve Test Sonuçlarım Lütfen Yardım
» kizilay kanbagisi
» piko cafer ali01
» Hiv korkusu, hastane fobisi ve yüzleşmek
» Hiv Fobisi ve Test Sonuçlarım Lütfen Yardım
» kizilay kanbagisi
» piko cafer ali01
HIV&AIDS :: forumlar :: soru cevap
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Perş. 12 Ara. - 18:58 tarafından gokyuzu
» HIV ve Enjektör ilişkisi....
Cuma 21 Tem. - 11:08 tarafından joyuex
» Tüm forumlar aktif edildi
Çarş. 19 Nis. - 0:49 tarafından gokyuzu
» Tavsiyesine ihtiyacım var.
Salı 30 Ağus. - 14:09 tarafından szr
» Uzun oldu ama fikirlerinizi bekliyorum
Ptsi 1 Ağus. - 16:24 tarafından Darindost
» Uzun oldu ama fikirlerinizi bekliyorum
Ptsi 1 Ağus. - 16:24 tarafından Darindost
» Uzun oldu ama fikirlerinizi bekliyorum
Ptsi 1 Ağus. - 16:23 tarafından Darindost
» trichomonas
Paz 3 Tem. - 15:30 tarafından enesce
» hiv duo ultra hakkında bir soru
C.tesi 2 Tem. - 20:30 tarafından tolga34