En son konular
Giriş yap
YARARLI LINKLER
www.hpv.sitesi.ws www.stres112.com www.barsak.orgKimler hatta?
Toplam 3 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 3 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 213 kişi Ptsi 31 Tem. - 4:15 tarihinde online oldu.
ingiltere hiv rehberi
HIV&AIDS :: forumlar :: hiv kütüphane
1 sayfadaki 1 sayfası
ingiltere hiv rehberi
Giriş
AIDS ilk olarak 1981 yılında yeni bir hastalık olarak kabul edildi. O zamandan beri dünya
çapında yaklaşık 40 milyon kişi HIV’ye, yani AIDS’e yol açabilen virüs enfeksiyonuna
yakalanmıştır. Bu insanların yaklaşık üçte biri ölmüştür. Ancak, tedavide doksanlı yılların
ortalarından itibaren görülen gelişmeler, Birleşik Krallık’ta HIV teşhisi konanların yaşam
beklentisini önemli ölçüde yükseltmiştir.
Semptomlar
HIV’li insanlar, gelişmemiş aşamadayken hiçbir semptom görmeyebilirler. Ancak, birçok
insan, enfeksiyona yakalandıktan sonra birkaç ay içinde semptomlar görmektedir. Bu
semptomların arasında yüksek ateş, yorgunluk, deri döküntüsü, kas ağrıları, baş ağrısı,
mide bulantısı, kusma ve ishal sayılabilir. Ancak, bu semptomlardan herhangi bir sizde
varsa, bunların aynı zamanda, grip gibi daha basit ve daha az tehlikeli hastalıkların da
belirtilerini oluşturduğunu unutmayın.
Kişi HIV’ye yakalandıktan sonra birçok enfeksiyonun kapısı açılır. Bunların arasında
pamukçuk (ağız mantarı) gibi ağız enfeksiyonları, ender zatürree tipleri, tüberküloz, beyin ve
göz enfeksiyonları, ender deri sorunları ve mide-bağırsak sistemlerinde görülen tuhaf
enfeksiyonlar sayılabilir. Ağır HIV enfeksiyonlu bir çok insanda kilo kaybı, lenf bezlerinde
büyüme ve sürekli ishal görülür.
Nedenler
HIV vücuda girdikten sonra, kandaki yardımcı T Lenfositleri adı verilen bir tür akyuvar
hücrelerini arar. Bunlar genellikle vücudu enfeksiyonlara karşı savunan hücrelerdir. Virüs, T
lenfosite saldırır, ölmesine neden olur ve virüsün milyonlarca kopyası kana yayılır. Bu yeni
virüsler yeni T lenfositlere bağlanır ve böylece enfeksiyon yayılır.
HIV and AIDS_unclean | Turkish | Translated March 05 Page 2 of 5 NHS Direct 2005
Vücut bir süre yeterli sayıda T lenfositleri üreterek, bağışıklık sisteminin doğru çalışmasını
sağlar. Buna bazen “latent (gizli, gelişmemiş) faz” denir. Ancak, bir süre sonra (genellikle
birkaç yıl, bazen on beş yıl kadar uzun) ve etkili tedavi olmadığında, vücut HIV ile
yarışamayacak duruma gelir.
Daha sonra bağışıklık (immün) sistemi çökmeye başlar ve kişi normalde karşı koyabileceği
enfeksiyonlardan etkilenecek duruma gelir. O aşamada kişinin AIDS’li olduğu kabul edilir.
Teşhis
HIV enfeksiyonu bir kan testi ile teşhis edilir (“HIV-pozitif” terimi buradan kaynaklanmaktadır).
Ancak, Birleşik Krallık’taki çoğu hastanede kullanılan kan testi, virüsün varlığını sadece belli
bir aşamadan geçtikten sonra tespit edebilmektedir (enfeksiyondan yaklaşık üç ay sonra).
HIV kan testlerinin doğruluk derecesi yüksektir; elde edilen sonuç hakkında herhangi bir
şüphe varsa kişinin testi tekrar yaptırması istenir. HIV testi yaptıran herkese testin ardındaki
anlam açıklanmalı ve istiyorlarsa konu hakkında iyice konuşup düşünme olanağı verilmelidir.
Çünkü, pozitif sonuç alınmasının (HIV enfeksiyonu tespit edilmesinin), kişinin yaşamı ve
ilişkileri için geniş kapsamlı etkileri olacaktır.
Bu test, doktor (aile doktoru) ya da bu konuda uzman (genitoüriner tıp; GUM) bir klinikte
yapılabilir. Doktorlardan test sonuçlarını sigorta şirketlerine ve kişinin sağlığını kontrol eden
diğer kişilere/kurumlara açıklaması istenebilir. Ancak, GUM kliniklerinde yapılan testler daha
sıkı gizlilik kurallarına tabidir. GUM kliniğinde test olmanız için doktorunuz tarafından
gönderilmeniz gerekmez.
İngiltere’deki tüm kadınlara, rutin doğum öncesi bakımlarının bir parçası olarak HIV testi
yaptırmaları teklif ve tavsiye edilir. Enfeksiyon teşhisi konduğunda, enfeksiyonun bebeğe
geçme olasılığını azaltmak için atılabilecek birkaç adım vardır. Bu tedbirlerin arasında,
anneye ve yenidoğan bebeğe antiretroviral ilaçlar verilmesi, sezaryenle doğum yapılması ve
bebeğe anne sütü verilmemesi sayılabilir.
Tedavi bulunmadan önce, birçokları HIV olup olmadıklarını bilmelerinde pek fayda
olmadığını düşünürlerdi. Günümüzde ise, insanlar test olarak sağlıklarını gözlem altına
alabilir ve gerektiğinde, mevcut tedavilerden yararlanabilirler (genellikle, enfeksiyondan
sonra birkaç yıl gerekmez).
AIDS ise sadece, pozitif HIV sonucu elde edildikten sonra oluşan, AIDS ile ilgili bir hastalığa
(örneğin, normal olarak sadece bağışıklığı hasar görmüş kişilerin yakalanacağı ender bir
enfeksiyona) dayanarak teşhis edilir. Bazen insanlar sadece AIDS ile ilgili bir hastalığa
yakalandıktan sonra HIV testi yaptırarak HIV-pozitif olduklarını öğrenirler.
Tedavi bu aşamada da hâlâ etkili olabilir. Ancak, Birleşik Krallık’ta her yıl birçok insan
HIV-pozitif olduğunu çok geç öğrenerek hayatını kaybetmektedir.
HIV and AIDS_unclean | Turkish | Translated March 05 Page 3 of 5 NHS Direct 2005
Tedavi
HIV ve AIDS tedavisi bir uzmanlık alanı olup, virüsü bastırma tedavisini, virüsün yol açtığı
hastalıkların tedavisini ve bireyin kendisi ve ailesi için duygusal ve psikolojik desteği içerir.
Tedavinin çoğu HIV ya da GUM (genitoüriner tıp) kliniklerinde yapılmakla birlikte, pratisyen
doktorlar da her geçen gün HIV’li hastaların bakımında daha fazla görev yapmaktadır.
HIV ilaçları iki ana kategoriye ayrılır. Birincisi, kombine tedavidir. Buna genellikle, kişinin
bağışıklık sisteminin tehlikeli düşük seviyelere ulaşmakta olduğuna ilişkin kesin işaretler
görüldüğünde başlanır. Virüsü bastırmaya ve kişinin bağışıklığını mümkün olduğu kadar
sürdürmesine olanak vermeye çalışır.
Şimdi çok sayıda anti-HIV ilaç vardır (bunlara çoğu kez anti-retroviral ilaçlar denmektedir).
Birleşik olarak verilen bu ilaçlar, HIV teşhisi konmuş olanların yaşam beklentilerini önemli
ölçüde artırmaktadır. Ancak, karmaşık olan bu tedavilerin muhtemelen kişinin yaşamı
boyunca devam etmesi gerekmekte ve ciddi yan etkileri olabilmektedir. Hangi ilaçların ne
zaman alınması gerektiği bireysel duruma göre değişir. Bu konu bir uzmanla görüşülmelidir.
İkinci tedavi türü ise, AIDS ile ilgili hastalıkların tedavisidir. Bunlar, teşhis edilen hastalığa
göre değişir. Birçok insan, test olup uygun kombine tedaviyi alarak, bu tür tedaviden
kaçınabilir.
Bulunan diğer destek sistemlerinin arasında, beslenme uzmanları, fizyoterapistler,
danışmanlar ve gönüllü kurumların sağladığı sosyal bakım ve destek servisleri sayılabilir.
Hastalığın Önlenmesi
HIV’nin başkalarına geçmesini önlemenin en iyi yolu, vajinal ya da anal seks sırasında
(eşlerden herhangi birinin virüslü olma olasılığı varsa) prezervatif kullanmaktır. HIV
enfeksiyonlu bir eş ile korumasız (yani, prezervatif kullanmadan yapılan) tek bir cinsel ilişiki,
HIV’nin bulaşmasına yol açabilir.
Ancak, HIV her zaman ilk seferinde geçmez. Dolayısıyla, güvenli sekse başlamak için hiçbir
zaman geç değildir. Diğer önleyici tedbirler arasında, iğne ile uyuşturucu madde
kullanılıyorsa iğnelerin başkalarıyla paylaşılmaması ve kanı incelemeden geçirmeyen ya da
işleme koymayan bir ülkede kan nakli olmaktan kaçınılması sayılabilir.
Yorumlar
HIV, İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü (Human Immunodeficiency Virus) sözcüklerinin
İngilizce kısaltmasıdır. Bu virüsün AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome; Edinsel
Bağışıklık Yetmezliği Sendromu) hastalığına yol açtığı bilinmektedir. Eğer birisi HIV-pozitif
ise, HIV enfeksiyonuna yakalandığı anlamına gelir.
HIV and AIDS_unclean | Turkish | Translated March 05 Page 4 of 5 NHS Direct 2005
HIV enfeksiyonuna yakalanan bir kişi, bağışıklık sistemi virüs tarafından ciddi düzeyde
hasara uğratılana kadar AIDS olmaz. Ancak, eğer kişi AIDS olursa, çeşitli fırsatçı (bazıları
ölüme yol açabilen) enfeksiyonlara yakalanma eğilimi artar.
Birleşik Krallık’ta birçok insan şimdi test olup doğru tedaviyi alarak, HIV’nin yol açtığı hasarı
durdurabilmekte ya da geciktirebilmektedir.
AIDS ilk olarak 1981 yılında yeni bir hastalık olarak kabul edildi. O zamandan beri dünya
çapında yaklaşık 40 milyon kişi HIV’ye, yani AIDS’e yol açabilen virüs enfeksiyonuna
yakalanmıştır. Bu insanların yaklaşık üçte biri ölmüştür. Ancak, tedavide doksanlı yılların
ortalarından itibaren görülen gelişmeler, Birleşik Krallık’ta HIV teşhisi konanların yaşam
beklentisini önemli ölçüde yükseltmiştir.
Semptomlar
HIV’li insanlar, gelişmemiş aşamadayken hiçbir semptom görmeyebilirler. Ancak, birçok
insan, enfeksiyona yakalandıktan sonra birkaç ay içinde semptomlar görmektedir. Bu
semptomların arasında yüksek ateş, yorgunluk, deri döküntüsü, kas ağrıları, baş ağrısı,
mide bulantısı, kusma ve ishal sayılabilir. Ancak, bu semptomlardan herhangi bir sizde
varsa, bunların aynı zamanda, grip gibi daha basit ve daha az tehlikeli hastalıkların da
belirtilerini oluşturduğunu unutmayın.
Kişi HIV’ye yakalandıktan sonra birçok enfeksiyonun kapısı açılır. Bunların arasında
pamukçuk (ağız mantarı) gibi ağız enfeksiyonları, ender zatürree tipleri, tüberküloz, beyin ve
göz enfeksiyonları, ender deri sorunları ve mide-bağırsak sistemlerinde görülen tuhaf
enfeksiyonlar sayılabilir. Ağır HIV enfeksiyonlu bir çok insanda kilo kaybı, lenf bezlerinde
büyüme ve sürekli ishal görülür.
Nedenler
HIV vücuda girdikten sonra, kandaki yardımcı T Lenfositleri adı verilen bir tür akyuvar
hücrelerini arar. Bunlar genellikle vücudu enfeksiyonlara karşı savunan hücrelerdir. Virüs, T
lenfosite saldırır, ölmesine neden olur ve virüsün milyonlarca kopyası kana yayılır. Bu yeni
virüsler yeni T lenfositlere bağlanır ve böylece enfeksiyon yayılır.
HIV and AIDS_unclean | Turkish | Translated March 05 Page 2 of 5 NHS Direct 2005
Vücut bir süre yeterli sayıda T lenfositleri üreterek, bağışıklık sisteminin doğru çalışmasını
sağlar. Buna bazen “latent (gizli, gelişmemiş) faz” denir. Ancak, bir süre sonra (genellikle
birkaç yıl, bazen on beş yıl kadar uzun) ve etkili tedavi olmadığında, vücut HIV ile
yarışamayacak duruma gelir.
Daha sonra bağışıklık (immün) sistemi çökmeye başlar ve kişi normalde karşı koyabileceği
enfeksiyonlardan etkilenecek duruma gelir. O aşamada kişinin AIDS’li olduğu kabul edilir.
Teşhis
HIV enfeksiyonu bir kan testi ile teşhis edilir (“HIV-pozitif” terimi buradan kaynaklanmaktadır).
Ancak, Birleşik Krallık’taki çoğu hastanede kullanılan kan testi, virüsün varlığını sadece belli
bir aşamadan geçtikten sonra tespit edebilmektedir (enfeksiyondan yaklaşık üç ay sonra).
HIV kan testlerinin doğruluk derecesi yüksektir; elde edilen sonuç hakkında herhangi bir
şüphe varsa kişinin testi tekrar yaptırması istenir. HIV testi yaptıran herkese testin ardındaki
anlam açıklanmalı ve istiyorlarsa konu hakkında iyice konuşup düşünme olanağı verilmelidir.
Çünkü, pozitif sonuç alınmasının (HIV enfeksiyonu tespit edilmesinin), kişinin yaşamı ve
ilişkileri için geniş kapsamlı etkileri olacaktır.
Bu test, doktor (aile doktoru) ya da bu konuda uzman (genitoüriner tıp; GUM) bir klinikte
yapılabilir. Doktorlardan test sonuçlarını sigorta şirketlerine ve kişinin sağlığını kontrol eden
diğer kişilere/kurumlara açıklaması istenebilir. Ancak, GUM kliniklerinde yapılan testler daha
sıkı gizlilik kurallarına tabidir. GUM kliniğinde test olmanız için doktorunuz tarafından
gönderilmeniz gerekmez.
İngiltere’deki tüm kadınlara, rutin doğum öncesi bakımlarının bir parçası olarak HIV testi
yaptırmaları teklif ve tavsiye edilir. Enfeksiyon teşhisi konduğunda, enfeksiyonun bebeğe
geçme olasılığını azaltmak için atılabilecek birkaç adım vardır. Bu tedbirlerin arasında,
anneye ve yenidoğan bebeğe antiretroviral ilaçlar verilmesi, sezaryenle doğum yapılması ve
bebeğe anne sütü verilmemesi sayılabilir.
Tedavi bulunmadan önce, birçokları HIV olup olmadıklarını bilmelerinde pek fayda
olmadığını düşünürlerdi. Günümüzde ise, insanlar test olarak sağlıklarını gözlem altına
alabilir ve gerektiğinde, mevcut tedavilerden yararlanabilirler (genellikle, enfeksiyondan
sonra birkaç yıl gerekmez).
AIDS ise sadece, pozitif HIV sonucu elde edildikten sonra oluşan, AIDS ile ilgili bir hastalığa
(örneğin, normal olarak sadece bağışıklığı hasar görmüş kişilerin yakalanacağı ender bir
enfeksiyona) dayanarak teşhis edilir. Bazen insanlar sadece AIDS ile ilgili bir hastalığa
yakalandıktan sonra HIV testi yaptırarak HIV-pozitif olduklarını öğrenirler.
Tedavi bu aşamada da hâlâ etkili olabilir. Ancak, Birleşik Krallık’ta her yıl birçok insan
HIV-pozitif olduğunu çok geç öğrenerek hayatını kaybetmektedir.
HIV and AIDS_unclean | Turkish | Translated March 05 Page 3 of 5 NHS Direct 2005
Tedavi
HIV ve AIDS tedavisi bir uzmanlık alanı olup, virüsü bastırma tedavisini, virüsün yol açtığı
hastalıkların tedavisini ve bireyin kendisi ve ailesi için duygusal ve psikolojik desteği içerir.
Tedavinin çoğu HIV ya da GUM (genitoüriner tıp) kliniklerinde yapılmakla birlikte, pratisyen
doktorlar da her geçen gün HIV’li hastaların bakımında daha fazla görev yapmaktadır.
HIV ilaçları iki ana kategoriye ayrılır. Birincisi, kombine tedavidir. Buna genellikle, kişinin
bağışıklık sisteminin tehlikeli düşük seviyelere ulaşmakta olduğuna ilişkin kesin işaretler
görüldüğünde başlanır. Virüsü bastırmaya ve kişinin bağışıklığını mümkün olduğu kadar
sürdürmesine olanak vermeye çalışır.
Şimdi çok sayıda anti-HIV ilaç vardır (bunlara çoğu kez anti-retroviral ilaçlar denmektedir).
Birleşik olarak verilen bu ilaçlar, HIV teşhisi konmuş olanların yaşam beklentilerini önemli
ölçüde artırmaktadır. Ancak, karmaşık olan bu tedavilerin muhtemelen kişinin yaşamı
boyunca devam etmesi gerekmekte ve ciddi yan etkileri olabilmektedir. Hangi ilaçların ne
zaman alınması gerektiği bireysel duruma göre değişir. Bu konu bir uzmanla görüşülmelidir.
İkinci tedavi türü ise, AIDS ile ilgili hastalıkların tedavisidir. Bunlar, teşhis edilen hastalığa
göre değişir. Birçok insan, test olup uygun kombine tedaviyi alarak, bu tür tedaviden
kaçınabilir.
Bulunan diğer destek sistemlerinin arasında, beslenme uzmanları, fizyoterapistler,
danışmanlar ve gönüllü kurumların sağladığı sosyal bakım ve destek servisleri sayılabilir.
Hastalığın Önlenmesi
HIV’nin başkalarına geçmesini önlemenin en iyi yolu, vajinal ya da anal seks sırasında
(eşlerden herhangi birinin virüslü olma olasılığı varsa) prezervatif kullanmaktır. HIV
enfeksiyonlu bir eş ile korumasız (yani, prezervatif kullanmadan yapılan) tek bir cinsel ilişiki,
HIV’nin bulaşmasına yol açabilir.
Ancak, HIV her zaman ilk seferinde geçmez. Dolayısıyla, güvenli sekse başlamak için hiçbir
zaman geç değildir. Diğer önleyici tedbirler arasında, iğne ile uyuşturucu madde
kullanılıyorsa iğnelerin başkalarıyla paylaşılmaması ve kanı incelemeden geçirmeyen ya da
işleme koymayan bir ülkede kan nakli olmaktan kaçınılması sayılabilir.
Yorumlar
HIV, İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü (Human Immunodeficiency Virus) sözcüklerinin
İngilizce kısaltmasıdır. Bu virüsün AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome; Edinsel
Bağışıklık Yetmezliği Sendromu) hastalığına yol açtığı bilinmektedir. Eğer birisi HIV-pozitif
ise, HIV enfeksiyonuna yakalandığı anlamına gelir.
HIV and AIDS_unclean | Turkish | Translated March 05 Page 4 of 5 NHS Direct 2005
HIV enfeksiyonuna yakalanan bir kişi, bağışıklık sistemi virüs tarafından ciddi düzeyde
hasara uğratılana kadar AIDS olmaz. Ancak, eğer kişi AIDS olursa, çeşitli fırsatçı (bazıları
ölüme yol açabilen) enfeksiyonlara yakalanma eğilimi artar.
Birleşik Krallık’ta birçok insan şimdi test olup doğru tedaviyi alarak, HIV’nin yol açtığı hasarı
durdurabilmekte ya da geciktirebilmektedir.
HIV&AIDS :: forumlar :: hiv kütüphane
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Perş. 12 Ara. - 18:58 tarafından gokyuzu
» HIV ve Enjektör ilişkisi....
Cuma 21 Tem. - 11:08 tarafından joyuex
» Tüm forumlar aktif edildi
Çarş. 19 Nis. - 0:49 tarafından gokyuzu
» Tavsiyesine ihtiyacım var.
Salı 30 Ağus. - 14:09 tarafından szr
» Uzun oldu ama fikirlerinizi bekliyorum
Ptsi 1 Ağus. - 16:24 tarafından Darindost
» Uzun oldu ama fikirlerinizi bekliyorum
Ptsi 1 Ağus. - 16:24 tarafından Darindost
» Uzun oldu ama fikirlerinizi bekliyorum
Ptsi 1 Ağus. - 16:23 tarafından Darindost
» trichomonas
Paz 3 Tem. - 15:30 tarafından enesce
» hiv duo ultra hakkında bir soru
C.tesi 2 Tem. - 20:30 tarafından tolga34